Çınarcık Mutlu Son
Çınarcık Mutlu Son
“Tam olarak ne söylemiş olduğimi biliyorum, ” dedi Miranda. “Ben seni istiyorum.” Turner’ın bedeni gerildi ve yüreği deli şeklinde atmaya başladı. Çınarcık Mutlu Son Ama bunun devam etmesine izin veremezdi. “Miranda sen sadece beni istediğini zannediyorsun, ” dedi. Çınarcık Mutlu Son“Sen başka hiç kimseyi öpmedin ve – ”
“Bana informasyonçlik taslama.” Miranda’nın gözleri onunkilere kilitlendi. Adeta arzuyla yanıyorlardı. “Ben ne istediğimi biliyorum ve ben seni istiyorum.” Turner derin bir nefes aldı. Şimdi söylemek üzere olduğu şey için azizleştirilmeyi hak ediyordu. “Hayır, istemiyorsun. Geçici bir duygu bu.” “Kahrolası!” Miranda patladı. “Kör müsün? Sağır, dilsiz ve kör müsün? Bu geçici bir duygu değil, aptal şey! Sana aşığım!” Aman Tanrım. “Sana hep âşıktım! Dokuz yıl önce seninle ilk tanıştığımdan beri.
O gün bu gündür her dakika seni sevdim.” “Aman Tanrım.” “Bu kere bana bunun sadece geçici bir çocukluk aşkı olduğunu söyleme çünkü öyle değil. Belki bir yere kadar öyleydi ama artık değil.” Turner hiçbir şey söylemedi. Yalnız öyle budalanın biri benzer biçimde oturup ona baktı. “Ben sadece – ben kendi yüreğimi biliyorum ve seni seviyorum, Turner. Eğer bir zerrecik bile erkekliğin var ise bir şey söylersin çünkü ben söyleyebileceğim her şeyi söyledim, sessizliğine artık katlanamıyorum ve –
Çınarcık Mutlu Son
Tanrı aşkına! Gözünü bile kırpmayacak mısın?” Turner onu bile başaramamıştı. ONUNUCU BÖLÜM Üzerinden iki gün geçişine rağmen Çınarcık Mutlu Son Turner şaşkınlığını hâlâ üzerinden atamamış şeklinde görünüyordu. Miranda onunla konuşmayı denememiş, ona yaklaşmamıştı bile ama ikide bir onu derin ve anlaşılmaz bir ifadeyle kendisine bakarken yakalıyordu. Onun dengesini bozduğunu biliyordu çünkü artık gözleri buluştuğunda Turner gözlerini bile kaçıramıyordu. Yalnız ona bir süre daha bakıyor ve başını çeviriyordu. Gene de hafta sonunun büyük bir bölümünde, aynı anda aynı yerde asla bir arada olmamayı başardılar. Turner at binmeye giderse, Miranda portakallığı dolaşıyordu.
Miranda bahçelerde yürüyüşe çıkarsa, Turner kâğıt oynuyordu. Çok uygar. Çok olgun. Ve Miranda’ya bakılırsa çok kalp kırıcıydı. Yemeklerde bile birbirlerini görmüyorlardı. Leydi Chester kendi çöpçatanlık yetenekleriyle gurur duyardı fakat Turner ile Miranda’nın duygusal bir ilişkiye girebilecekleri söz mevzusu bile olmadığından onları birbirinin yanına oturtmuyordu.








Son yorumlar